ExpressVPN’in son anketi, birden fazla dijital aboneliği yönetmenin zorluklarını ortaya koyuyor ve niteliği niceliğin önüne koymanın stratejilerini sunuyor.
Uzun bir günün ardından rahatlamak için ne yapıyorsunuz? Belki de herkesin konuştuğu o dizinin son bölümünü izlemek için bir yayın hizmetini açıyorsunuz—tabii ki VPN indirmenizi güvenli izleme için kullanarak. Ancak aboneliklerinizi gözden geçirirken, ödediğiniz—ve belki de kullanmadığınız—hizmetlerin sayısından bunaldığınızı fark edebilirsiniz. Yine de iptal etmeye tam olarak hazır değilsiniz. Belki de siz de abonelik yorgunluğu yaşıyorsunuz.
ExpressVPN’in ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan 4.000 kişiyle yaptığı son ankette, katılımcıların neredeyse %40’ı, yönettikleri dijital aboneliklerin sayısından dolayı bunaldığını itiraf etti. Onları endişelendiren sadece maliyet değil, fakat bu kesinlikle bir faktör. Birden fazla hesabı yönetmenin, şifreleri hatırlamanın ve yenileme tarihlerini takip etmenin getirdiği zihinsel yük de etkili.
Abonelik hizmetleri hayatı kolaylaştırması gerekiyordu. Ancak birçok kişi için stres kaynağı haline geldiler. Güvenliği ve rahatlığı dengelerken hizmetlere boğulmamak zor olabilir. Belki bir veya iki abonelikle başladınız—eğlence için yayın, belki de bir müzik hizmeti. Ancak zamanla liste büyüdü. Artık fitness uygulamalarından haber sitelerine kadar her şeye abonesiniz ve her biri hem dikkatinizen hem de bütçenizden bir pay istiyor.
Bu artan bunalmışlık hissi, uzmanların abonelik yorgunluğu dediği şeydir. Çok fazla hizmetin altında ezildiğiniz, hiçbirine yeterince zaman ayıramadığınız o hissiyat. Bu durum, insanların dijital hayatlarını nasıl yönettiklerini yeniden düşünmelerine neden oluyor.
Peki, bu yorgunlukla nasıl başa çıkılır? Öğrenmek için okumaya devam edin.
İnsanların %42’si abonelik ücretlerini kendisi karşılıyor, %20’si ise aile veya arkadaşlarına güveniyor
Dijital abonelikler söz konusu olduğunda, çoğu insanın sadece bir veya iki hizmetle yetinmediği çok açık. Anketimize göre, kullanıcıların önemli bir kısmı birden fazla hizmete abone olmuş. Katılımcıların %22’si sadece bir hizmet için ödeme yaparken, %20’si iki, %18’i ise üç aboneliği yönetiyor. Abonelik sayısı arttıkça, hizmetleri elinde tutan kişilerin yüzdesi azalıyor ve sadece %1’i yedi veya daha fazla hizmete abone.
Kaç adet dijital abonelik için ödeme yapıyorsunuz?
Abonelik sayısı | Ödeme yapanların yüzdesi (%) |
1 | %22 |
2 | %20 |
3 | %18 |
4 | %11 |
5 | %6 |
6 | %3 |
7 | %1 |
Hiçbir dijital abonelik için ödeme yapmıyorum | %14 |
İlginç bir şekilde, insanların %14’ü hiçbir dijital abonelik için ödeme yapmadığını belirtti. Bu, günümüzün abonelik odaklı dünyasında şaşırtıcı görünebilir ancak bireylerin ücretsiz hizmetlere güvenmeye ya da daha yaygın olarak başkalarının ödediği abonelikleri kullanmaya yöneldiği artan bir trendi işaret ediyor.
Kaç dijital aboneliği kullanıyorsunuz ama ödeme yapmıyorsunuz (örneğin, bir arkadaşınız ya da aile üyeniz tarafından ödenen)?
Abonelik sayısı | Ödeyen olmadan kullanılanların yüzdesi (%) |
1 | %20 |
2 | %12 |
3 | %8 |
4 | %4 |
5 | %2 |
6 | %1 |
7 | %1 |
8+ | %0 |
Tüm dijital aboneliklerimi kendim ödüyorum | %14 |
Hiçbir dijital abonelik kullanmıyorum | %8 |
Aslında, başkaları tarafından ödenen dijital abonelikleri kullananlar da dikkate değer bir yüzdeyi oluşturuyor. Katılımcıların %20’si bu şekilde bir hizmet kullanırken, %12’si iki hizmet kullanıyor. Bu durum, abonelik paylaşımının yaygın bir uygulama olduğunu gösteriyor; bu, maliyetleri yönetmenin veya mevcut hizmetlerden en iyi şekilde yararlanmanın bir yolu olabilir. Bu konu üzerinde daha sonra duracağız.
Buna rağmen, katılımcıların %42’si tüm dijital aboneliklerinin ücretlerini kendileri ödediğini belirtti. Ayrıca, %8’lik bir kesim, ister kendi ödedikleri ister başkası tarafından ödenen olsun, hiçbir dijital abonelik kullanmadığını ifade etti.
Britanyalılar dijital abonelikler için en fazla harcayan kesim
Birden fazla aboneliği yönetmek bunaltıcı oluyorsa işin finansal boyutu da pek farklı değil. Bir hizmete üye olmak kolaydır, ancak ay sonunda toplam maliyete baktığınızda, bu durum bir sürpriz yaratabilir.
Anketimizde, insanlara dijital aboneliklere her ay ne kadar harcadıklarını sorduk. Sonuçlar, bu hizmetlerin özellikle de yüksek bir değer sunmayan hizmetler ise bütçenizi nasıl zorlayabileceğini açıkça gösteriyor.
Örneğin Fransa’da, katılımcıların %23’ü aylık olarak aboneliklerine 11-20 EUR (12-22 USD) arasında harcadıklarını belirtiyor. Katılımcıların dörtte biri ise daha fazla harcayarak, 21-40 EUR (23-44 USD) aralığında yer alıyor. Almanya’da da benzer bir tablo var ve burada insanların %27’si aylık olarak 21-40 EUR harcıyor.
Birleşik Krallık’ta bu rakamlar daha da yükseliyor. Katılımcıların neredeyse %30’u her ay 21-40 GBP (16-30 USD) arasında harcadıklarını bildiriyor. ABD’de ise %26’lık bir kesim, 21-40 USD harcadığını söylüyor. Ancak harcamalar burada bitmiyor. Her iki ülkede de hatırı sayılır bir kısım, tüm abonelikleri için her ay 100 USD veya 100 GBP (131 USD) üzerinde ödeme yapıyor.
Bu maliyetler hızla birikir. İlk başta sadece birkaç dolar veya euro gibi görünen abonelikler, bir anda önemli bir aylık gider haline gelebilir.
Abonelikleri nasıl ödemeyi tercih ediyoruz?
Kesintisiz, sorunsuz bir deneyim ile reklamlar içeren ücretsiz bir hizmet arasında seçim yapıldığında, çoğu insan kesintisiz deneyim için ödeme yapmayı tercih ediyor. Anketimize göre, katılımcıların %60’ı reklamlardan kaçınmak için ödeme yapmayı tercih ederken, %40’ı freemium modeliyle yetiniyor, yani hizmet ücretsiz ancak araya reklamlar giriyor. Bu ayırım, reklamsız keyfin ne kadar değerli olduğunu gösteriyor, tabii bir bedel karşılığında.
Ancak bu maliyetler nasıl yapılandırılıyor? Pahalı bir ürün için—akıllı bir araba ya da Peloton bisikleti gibi—yüksek bir peşinat ödemenin yanı sıra zorunlu bir aylık abonelik ücretine katlanma fikri sorulduğunda, görüşler bölünmüş durumda. İnsanların %31’i abonelik gerektiren pahalı bir ürün satın almayı asla düşünmediklerini belirtirken, %28’i her şeyi kapsayan tek bir ödemeyi tercih ediyor. Diğer yandan, %16’sı peşinat ödemeden sadece abonelik ücretini ödemeyi kabul ediyor.
Abonelik hizmetleri için ödeme yapmayı nasıl tercih ediyorsunuz?
Cevap | % katılımcılar |
Aylık ödemeler | %66 |
Ömür boyu erişim için tek seferlik ödeme | %10 |
Yıllık ödemeler | %10 |
Üç aylık ödemeler | %7 |
Kullandıkça öde modeli | %5 |
Peki, insanlar abonelik ödemelerini nasıl yönetmeyi tercih ediyor? Katılımcıların %66’sı, düzenli bütçelerine daha kolay uyan aylık ödemeleri tercih ediyor. Yalnızca %10’u ömür boyu erişim için peşin ödeme yapmayı tercih ediyor, muhtemelen büyük bir başlangıç ödemesi gerektirdiği için. Üç aylık ve yıllık ödemeler, sırasıyla %7 ve %10’luk daha küçük gruplara hitap ediyor, kullandıkça öde modeli ise %5’lik bir kesimin tercihi.
İçerik akışı, en popüler dijital abonelik hizmeti
Bu kadar çok abonelik hizmeti dikkatimizi (ve cüzdanlarımızı) çekmeye çalışırken, insanların aslında paralarını nereye harcadıklarını daha yakından incelemeye değer. Anketimizde katılımcılara, kendilerinin ödeme yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın, en sık kullandıkları dijital abonelik türlerini sorduk.
Beklenildiği gibi, içerik akış hizmetleri listenin başında yer alıyor. Katılımcıların %75’i Netflix, Hulu, Disney+ ve Amazon Prime gibi platformları kullanarak eğleniyor. İster en yeni diziyi izlemek, ister filmleri yakalamak olsun, akış hizmetleri birçok evde vazgeçilmez hale geldi.
Müzik abonelikleri ikinci sırada yer alıyor ve insanların %51’i Spotify veya Apple Music gibi platformlar aracılığıyla müzik dinliyor. Bu hizmetler, devasa bir şarkı, podcast ve çalma listesi kütüphanesine kolayca erişim sağlıyor. Video oyunları da önemli bir paya sahip ve katılımcıların %24’ü oyun platformlarına abone.
Eğlencenin ötesinde, bazı tüketiciler günlük ihtiyaçlarını karşılayan hizmetlere de abone oluyor. Örneğin, insanların %16’sı yemek teslimatı veya yemek hazırlama hizmetleri kullanıyor. Başka bir %10’luk dilim ise iş veya üretkenlik araçlarına abone. Aynı yüzdelik dilim, ev içi hizmetlere, örneğin akıllı yazıcı veya sesli asistan aboneliklerine sahip.
Fitness tabanlı uygulamalar da kendi nişini oluşturuyor ve katılımcıların %8’i bu platformlara abone olarak formda kalıyor ve sağlıklarını izliyor.
Her abonelik hizmetine hangi cihazları kullanarak erişiyorsunuz?
Hizmet | TV | Akıllı telefon | Dizüstü/masaüstü | Tablet | Video oyun konsolu | VR başlığı |
İçerik akışı | %70 | %55 | %40 | %30 | %11 | %2 |
Müzik | %33 | %82 | %37 | %31 | %12 | %4 |
Video oyunları | %22 | %51 | %45 | %28 | %62 | %11 |
İş/üretkenlik | %22 | %64 | %68 | %41 | %19 | %10 |
Akıllı ev | %26 | %62 | %56 | %41 | %17 | %12 |
Yemek teslimatı/yemek hazırlama | %17 | %76 | %41 | %36 | %11 | %7 |
Fitness | %26 | %80 | %37 | %35 | %14 | %12 |
Ancak mesele yalnızca hangi hizmetlere abone olduğumuz değil, aynı zamanda bu hizmetlere nasıl eriştiğimizdir. Anketimizde cihaz kullanımında ilginç eğilimler ortaya çıktı. İçerik akışında kullanıcıların %70’i TV üzerinden izlemeyi tercih ederken, %55’i iPhone veya Android telefonlarını kullanıyor. Dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar hâlâ popüler ve %40’ı bu cihazları içerik izlemek için kullanıyor. Ancak tabletler ve video oyun konsolları da bu karışıma dâhil.
Müzik için ise durum biraz değişiyor. Katılımcıların %82’si telefonlarında müzik dinliyor, bu da müzik tüketiminin ne kadar mobil hale geldiğini gösteriyor. TV ve dizüstü bilgisayarlar da müzik dinlemek için kullanılıyor ancak daha az oranda, bu da taşınabilir, hareket hâlinde müzik dinlemenin öncelikli olduğunu vurguluyor.
Oyun söz konusu olduğunda ise konsollar hâlâ ön planda ve kullanıcıların %62’si bu cihazlarla oyun oynuyor. Ancak mobil oyunlar da yükselişte ve kullanıcıların %51’i telefonları üzerinden oyun oynayarak bu trendi takip ediyor.
Abonelik yorgunluğunun duygusal etkisi
Ancak abonelik yorgunluğuna katkıda bulunan yalnızca maliyet ya da kullandığımız cihazlar değil; birçok hizmeti yönetmenin getirdiği zihinsel yük de etkili. Anketimize göre, katılımcıların %40’ı yönettikleri dijital abonelik sayısından bunaldıklarını kabul ediyor.
Dijital abonelikler nedeniyle bunalmış hissetmenizin başlıca nedenleri nelerdir?
Neden | % Katılımcılar |
Çok pahalı | %49 |
Tüm abonelikleri takip etmek zor | %37 |
Tüm hizmetleri kullanmaya yetecek zaman yok | %35 |
Hizmetler arasında içerik örtüşmesi | %20 |
Farklı hesap ve şifreleri yönetmek zor | %15 |
Çok fazla bildirim ve e-posta | %12 |
Katılımcıların %15’i için bu bunalmışlık hissi sürekli bir durumken, %25’i ise zaman zaman bunu yaşadığını belirtiyor. Bu durumun nedenleri değişiklik gösterse de en çok suçlanan faktör maliyet. Katılımcıların %49’u dijital aboneliklerin yüksek maliyetlerinin önemli bir stres kaynağı olduğunu belirtiyor. Ancak sorun burada bitmiyor; %37’si tüm abonelikleri takip etmenin zor olduğunu söylerken, %35’i ise ödediği tüm hizmetleri kullanmaya yeterli zamanı olmadığını söylüyor.
Diğer etkenler de bu artan abonelik yorgunluğuna katkıda bulunuyor: %20’si hizmetler arasında içerik örtüşmesinden şikayetçi, %15’i farklı hesap ve şifreleri yönetmekte zorlanıyor, %12’si ise sürekli gelen bildirim ve e-postalarla baş edemiyor.
Katılımcıların %38’i abonelik yorgunluğu yaşadığını kabul etti, %12’si bunu sürekli deneyimlediğini söyledi.
Abonelik paylaşımı: İki tarafı keskin kılıç
Abonelik yorgunluğunun arkasındaki en büyük etken fiyat olduğu için, birçok insan basit bir çözüm bulmuş durumda: paylaşmak. Anketimize katılanların %47’si, abonelik hizmetlerini başkalarıyla paylaştığını kabul etti. Ancak bu tasarruf yöntemi, kendi zorluklarını da beraberinde getiriyor.
Anketimize göre, insanların %31’i dijital aboneliklerini aile üyeleriyle paylaşırken, %14’ü bu paylaşımı arkadaşlarına kadar genişletiyor. Diğer yandan, %7’lik bir kesim başkaları tarafından ödenen abonelikleri kullanıyor. Bu, kullanıcıların neredeyse yarısının bir şekilde abonelik paylaşımında bulunduğunu gösteriyor.
İlk bakışta, abonelik paylaşımı her iki taraf için de kazançlı bir durum gibi görünüyor. Maliyetleri bölüşerek pahalı hizmetleri daha uygun hâle getirebilirsiniz. Aileler için bu, tüm üyelerin yayın içeriklerine veya müzik platformlarına erişebildiği anlamına gelir ve ücreti çok daha makul olur. Arkadaşlar arasında ise, bu yöntem pahalı içerikleri tam fiyat ödemeden kullanmanın bir yoludur.
Ancak bu yöntem bazı zorlukları da beraberinde getirir. Paylaşılan hesapları yönetmek karmaşık bir hâle gelebilir. Özellikle şifreler konusunda yüksek düzeyde bir güven gerektirir. Ayrıca, şifrelerin yayılması hesabınızın güvenliğini tehlikeye atabilir. Aynı anda birden fazla cihazda yayın yapmaya izin vermeyen bazı hizmetler, paylaşımda anlaşmazlıklara neden olabilir, bu da hayal kırıklığı yaratabilir. Netflix gibi bazı hizmetler, aynı hanede paylaşımı kabul ederken, birden fazla hanede paylaşımı kısıtlamak için ek ücret talepleri gibi yaptırımlar uygulamaya başladı.
Son olarak, bu tür abonelik paylaşımları, abonelik yorgunluğunu artırabilir. Finansal yükü hafifletir fakat yönetimi kolaylaştırmaz. Aksine, başkalarıyla hesapları koordine etmek, kimin neyi kullandığını takip etmek ve bir şeyler ters giderse hesap kurtarma işlemleriyle uğraşmak daha fazla zihinsel yük getirebilir. Bu durum, paylaşımın yorgunluğu azaltması beklenirken tam tersi bir etki yaratabilir.
Abonelik yorgunluğunu nasıl yönetebilirsiniz?
Abonelik paylaşımı birkaç dolar tasarruf etmenizi sağlayabilir ancak zihinsel yükü hafifletmez. Asıl zorluk, bu abonelikleri günlük hayatınızı daha da zorlaştırmadan yönetmekte yatıyor.
Aboneliklerinizi azaltmayı mı düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse, kaç tanesini bırakmayı planlıyorsunuz?
- 1: %20
- 2: %12
- 3: %3
- 4: %1
- 5 veya daha fazla: %1
- Aboneliklerimi azaltmayı düşünmüyorum: %63
İlginç bir şekilde, bu bunalmışlık hissine rağmen, çoğu insan aboneliklerini azaltmayı düşünmüyor. Anketimize katılanların %63’ü, aboneliklerinin sayısını azaltma planları olmadığını belirtti. Bu, birçok kişi için aboneliklerin sunduğu değer algısının, bu yorgunluğa baskın çıktığını gösteriyor. Ancak, %37’lik bir kesim değişiklik yapmayı düşünüyor olsa bile, bu küçük ama etkili adımlar atarak kontrolü yeniden ele alma amacını taşıyor.
Aboneliklerini azaltmayı düşünenler büyük değişiklikler yapmayı planlamıyor. %20’si yalnızca bir hizmeti bırakmayı, %12’si ise iki hizmeti kesmeyi düşünüyor. Bu, küçük kesintilerin bile yükü hafifletmek için yeterli olacağını gösteriyor. Ancak, çoğunluk gibi siz de azaltmayı düşünmüyorsanız aboneliklerinizi nasıl daha verimli yönetebilirsiniz?
Aboneliklerinizi yönetmenin 6 yolu
Anket sonuçlarımız, abonelik yönetimindeki yükü hafifletmek için bazı net stratejiler sundu. Hizmetleri sadeleştirmek veya hatırlatıcılar kurmak gibi, işte kontrolü ele almanıza ve stresi azaltmanıza yardımcı olacak altı pratik yol:
1. Hizmetlerinizi birleştirin
Aboneliklerinizi basitleştirmek için paket çözümler sunan hizmetleri tercih edin. Örneğin, müzik, film ve TV şovlarını birleştiren akış platformları, daha iyi bir değer sağlayabilir ve yönetmeniz gereken hesap sayısını azaltabilir.
2. Tek bir platform kullanın
Katılımcıların %38’i, tüm abonelikleri yönetmek için tek bir platformun büyük bir fark yaratacağına inanıyor. Rocket Money gibi uygulamalar, aboneliklerinizi takip etmenize, yönetmenize ve hatta iptal etmenize olanak tanıyarak harcamalarınızı daha net bir şekilde görmenizi sağlar.
3. Nicelikten çok niteliği tercih edin
Birçok abonelik yerine daha kapsamlı değer sunan hizmetleri seçin. Örneğin, ExpressVPN indirdiğinizde, internet bağlantınızı güvence altına almakla kalmaz, aynı zamanda çoklu cihaz desteği sunar. Böylece her cihaz için ayrı güvenlik çözümleri aramanıza gerek kalmaz. Tek bir abonelik ile aynı anda sekiz cihazı koruyarak hesap sayısını azaltır ve abonelik yorgunluğunu hafifletir. Ayrıca, her ExpressVPN aboneliği, genellikle ayrı bir abonelik gerektiren tam özellikli bir şifre yöneticisiyle birlikte gelir.
4. Yenileme tarihleri için hatırlatıcılar kurun
Beklenmedik masraflardan kaçınmak için aboneliklerinizin yenileme tarihleri için hatırlatıcılar ayarlayın. Katılımcıların %26’sı, düzenli hatırlatıcıların abonelik yönetimini daha etkili hale getireceğini belirtti. Telefonunuzdaki takvim uygulamalarını veya yerleşik özellikleri kullanarak önceden bildirim alın.
5. Değeri düzenli olarak gözden geçirin
Aboneliklerinizin maliyete değip değmediğini düzenli olarak gözden geçirin. Katılımcıların %30’u daha şeffaf fiyatlandırma istediğini belirttiğinden, her hizmetin beklediğiniz değeri sağlayıp sağlamadığını değerlendirmek önemlidir. Eğer sağlamıyorsa iptal etmeyi veya bir alt pakete geçmeyi düşünebilirsiniz.
6. Aile planlarından ve ebeveyn kontrollerinden faydalanın
Aile planları başlangıçta daha pahalı olabilir ancak daha fazla değer sunar. Aile üyeleri genellikle kendi profillerine sahip olabilir ve bir hizmeti cihaz sınırı hakkında endişelenmeden kullanabilir. Genel olarak, herkesin ayrı bir abonelik almasına kıyasla çok daha düşük maliyetlidir. Bazı aile planları ayrıca, aboneliği alan kişiye çocuk profillerini kontrol etme ve içerik uygunluğunu yaş seviyesine göre belirleme imkanı tanır.
Siz kaç dijital aboneliğe sahipsiniz ve hangisinden vazgeçemezsiniz? Aşağıdaki yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın.